Orta Çağ’da Avrupa’da Görülen Yönetim Biçimleri Nelerdir?

Bugünkü medeniyeti anlamak için şüphesiz Avrupa tarihini anlamak gerekir. Avrupa tarihi açısından da orta çağ Avrupası çok önemli bir yer tutmaktadır. Çünkü Avrupa bütün gelişmeleri bu dönemi atlatarak yakalamıştır. Avrupa’da orta çağı hem bilimsel gelişmelerin gölgede kalması hem de siyasi birliğin sağlanamaması yönünden inceleyebiliriz. Bu yazıda Ortaçağ’da Avrupa’da görülen yönetim biçimleri nelerdir sorusuna yanıt vereceğiz. Avrupa’da siyasi yapıyı anlarsak genel tarihi de daha kolay anlarız.

Orta Çağ’da Avrupa’ya hakim olan temel yönetim biçimi “feodalite” denilen yönetim biçimidir. Bu yönetim biçimine aynı zamanda “derebeylik” de denir. Bu sistem tercihe bağlı bir yönetim biçimi olmaktan çok dönemin koşulları gereği ortaya çıkmıştır.

Feodaliteye kaynaklarda feodalizm de denmektedir. Bu yönetim sisteminde merkezi devletler zayıf durumdadır. Bölgesel gücü elinde tutan derebeyleri krallara kafa tutmakta ve çok başlı bir siyasi yapı ortaya çıkmaktadır.

Senyör denilen kişiler günümüzde ağa olarak bilinen insanlar gibi belirli bir nüfusu kontrol altında tutmuştur. Tarıma bağlı toplum yapısı da buna müsaittir. Ticari hayat çok gelişmediği için senyöre bağlı kişilerin senyörün egemenliği dışında çok alternatifi bulunmamaktadır. Senyörlerin egemenliği altında yaşayan ve tarlalarda çalışan bu insanlara serf denmektedir.

Ortaçağ'da avrupa'da görülen yönetim biçimleri

Orta Çağ Avrupa’sında Feodalite Nasıl Ortaya Çıkmıştır?

Yukarıda bahsettiğimiz üzere feodalite bir tercih olarak değil bir zorunluluk olarak ortaya çıkmıştır. Detaylı incelendiği zaman birçok sebep sayılabilir. Ancak ana nedenler Avrupa’nın kavimler göçüyle yoğun bir göç alması ve ardından da Roma İmparatorluğunun yıkılmasıdır.

Farklı kavimler Avrupa’ya gelince ve güçlü Roma İmparatorluğu da yıkılınca insanlar bir şekilde bir düzen arayışına girmiştir. Göçler ve savaşlar nedeniyle karmaşık bir hale gelen Avrupa’da ön plana çıkan güçlü kişiler birer bölge gücü olarak bu düzeni sağlamıştır.

Güvenlik için inşa edilen kaleler ayrıca senyörlerin hakimiyetini arttırmıştır. Kalelere karşı kralların gücü de sınırlı kalmıştır. Krallar egemen olamayınca ülkelerini senyörlerle beraber idare etmek zorunda kalmıştır.

Bir derebeyi ya da başka bir deyişle senyörün en büyük özelliği büyük toprak sahibi olmasıdır. Bu kişiler için dük, kont, baron gibi çeşitli unvanlar da kullanılmıştır. Ekonomi tarıma yani toprağa dayandığı için ekonomik güç bu kişilerin elindedir. Bunun sonucu olarak siyasi güç de bu kişiler arasında paylaştırılmıştır.

Feodalitenin Yıkılması

Orta Çağ Avrupa siyasi yaşantısına damgasını vuran ve yüzyıllarca süren feodal düzen zamanla yıkılmıştır. Bu yıkılma bir anda olmamış, zamana yayılmıştır. Feodal düzenin yıkılmasına neden olan birçok faktör vardır.

Avrupa’da feodalitenin yıkılmasına neden olan faktörler şöyle sıralanabilir:

  • Tarımla beraber ticaret de önem kazanmıştır. Böylece sosyal ve ekonomik yapı zamanla değişim göstermiştir.
  • Avrupa’da krallar zamanla güçlü ordular kurmuş ve merkezi güçlerini arttırmıştır.
  • Zenginleşme amacıyla haçlı seferlerine katılan senyörlerden önemli bir bölümü bu savaşlarda ölmüştür.
  • Ateşli silahlar gelişmiş ve kale surları daha kolay yıkılır hale gelmiştir.
  • Coğrafi keşiflerle beraber Avrupa zenginleşmiş ve senyörlere bağımlılık azalmıştır.

Feodal sistemin yıkılmasıyla Avrupa’da yeniden güçlü otoriteler kurulmuştur. Siyasi birliğin kurulması ile Avrupa’da gelişmeye ve ilerlemeye daha uygun bir ortam oluşmuştur. Günümüzdeki Avrupa medeniyetinin kurulma süreci hızlanmıştır.

Leave a Comment